İyilik İçin Emek Veren Kadın Lider
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde İş Güvenliği ve Sağlığı Müdürümüz Sevil Hüseyin ile değerli bir söyleşi gerçekleştirdik. EGGER AFAD Gönüllü ekibinin de lideri ve kadın üyesi olan Sevil Hüseyin, geçtiğimiz ay yaşanan deprem felaketinde arama kurtarma faaliyetlerinde yaşadığı deneyimleri bizlerle paylaştı.
Cinsiyet eşitliğine dikkat çeken ve kadınların her alanda başarıyla varlık gösterdiğini toplumlara sürekli anımsatan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü‘nde, farkındalık uyandıracak bakış açısı ve deneyimlerini bizimle paylaştığı için kendisine teşekkür ederiz.
İlham olması dileğiyle…
Keyifli okumalar!
- Ne zamandan beri EGGER Dekor’da çalışıyorsunuz?
2010 yılının Ocak ayında İş Güvenliği Uzmanı olarak işe başladım.
- Mesleki hayatınızda aldığınız özel eğitimler neler oldu?
İlk Yardım, Arama Kurtarma Eğitimleri, Yangın Güvenliği, Yangın Eğitici Eğitimi, ayrıca nefes ve yaşam koçu eğitimlerini tamamladım.
- Mesleğinize ilişkin sizi en çok ne motive ediyor?
Deneyimlerim sayesinde insanlara yardım etmenin, kriz zamanlarında hızlı çözüm bulabilmenin, bir kadın olarak erkeklerin çoğunlukla varlık gösterdiği alanlarda aktif rol almanın ne denli önemli ve değerli olduğunun farkına vardım. Adımlarımı da bu bakış açısıyla atıyorum. İnsanlık için fayda üretmek, iyilik adına emek vermek paha biçilemez bir his. İşte beni motive eden en güçlü duygu bu.
-EGGER Türkiye AFAD Gönüllü ekibinin lideri olarak merkez üssü Kahramanmaraş olan deprem felaketinde arama kurtarma çalışmalarında aktif rol aldınız. Deprem bölgelerinde tanık olduklarınızı anlatır mısınız?
Deprem felaketinin ilk günü, Türkiye AFAD yetkililerinin de çağrısıyla afet bölgelerine doğru yola çıktık. Otobüsle 20 saat süren bir yolculuk yaptık. Bölgeye yaklaştıkça yollarda da deprem nedeniyle yıkımlar meydana geldiği için bölgeye varışımız oldukça uzun zaman aldı.
Yetkililer tarafından neredeyse tüm şehrin yıkıldığı, depremden en çok etkilenen bölgelerden biri olan Hatay Antakya şehir merkezine yönlendirildik. Şehre vardığımızda geceydi ve şehirde enerji olmadığı için tamamen karanlıktı. Şehrin durumu beklediğimizden çok daha kötüydü… Gerçekten de sağlam kalmış bina olmadığını üzülerek gördük.
Bize gösterilen alanda arama kurtarma çalışmalarımız sırasında yaşam alanımız olacak çadırlarımızı kurduk. Şartlar son derece zordu. Hava oldukça soğuktu, enerji ve su yoktu. Sabah olduğunda artık her şeyi daha net görebiliyorduk. Etrafımızda enkazdan çıkmış insanlar ve yardım isteyen bir halk vardı. Orada yaşadığımız 5 günü anlatmak için kelimeler yetersiz kalır...
Uyumak, su içmek, yemek yemek gibi ihtiyaçlarımızı minimum seviyede karşılayabiliyorduk. Gündüzleri arama kurtarma faaliyetleri için sahadaydık ve gece boyunca ise bulunduğumuz bölgeye gelen yardımları ihtiyaç sahiplerine dağıttık.
-Yaşadığınız bu deneyimin getirdiği farkındalıklar oldu mu?
Bunu iş hayatınıza nasıl aktarıyorsunuz? Bizim yaşadığımız bölge de deprem fay hattında, depremin her an olma olasılığı her zaman var. Gebze tesisimizde 2 yıl öce gönüllülerden oluşan bu ekibi kurduğumuzda bunun farkındaydık ve ekip tam da bu bilinçle kuruldu. Şimdi biliyoruz ki, tesisimizde gönüllü ekibimize katılmak isteyen çok daha fazla kişi var. Çünkü farkındalık yayılan bir şey.
Bu süreçte farkındalık yaşadığımız yeni şeyler de oldu. Her birey önce kendisinin, sonra ailesinin, sevdiklerinin, iş arkadaşlarının güvenliğini sağlayacak bilgi ve bilince sahip olmalı, afet zamanlarında bu bilgiyle organize olabilmeli.
Döndüğümüzde, öncelikle tüm çalışma arkadaşlarımızla tecrübelerimizi paylaşmak adına hazırladığımız “Güvenlik konuşmaları” bilgilendirmelerini yaptık. Daha sonra çalışanların aileleriyle de paylaşımda bulunmak için depremle ilgili el broşürleri hazırladık. Bu broşürlerde deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılması gerekenlerle ilgili özet bilgiler yer alıyor. Gördük ki ne kadar bilinçli olursak afetlere o kadar hazır oluruz.
Hayat kurtaracak çok basit bir bilgiye sahip olmak, bir insanın yaşaması için yardım eli uzatmak gerçekten de gurur verici...
